ANA SAYFA
admın girişi
link listem
damar
Ziyaretçi defteri
İletişim
abdulsamet
ISLAM DUNYASI
ALLAHIN VARLIGI
ISLAM VE SANAT
bır annenın feryadı
kurtulus savası
ISTE ISLAM
cocolayın gerçek anlamı
KURAN DINLE
ILAHI DINLE
ISLAMI DIZILERIM
SILAYT
bosanma talak
KIYAMET ALEMETLERI
sohbetler
namaz kılan robot
namaz cagrısı ezan
sahtekarların zuhuru
peygamber tarıhı
doyamadım muhammede
kabır ve otesı ıman alı
evlat ve akıbet
selımıye camı
huseyın dogan
ILAHI DINLESENE.COM
keklık
kabır azabı
turk dırılısı
KAMERA SAKALARI
AVCILIK VE ATICILIK
KORKUNC KAMERA SAKALRI
TELESKOP
NAMAZ SURELERI
NAFILE NAMAZI
ISLAMI TANIYALIM
ALLAHIN MUCISESI
BIR EVLI CIFTIN HIKAYESI
CENNET NIMETLERI
SECMECE SOHBET VE KURAN
TARIHI YERLER
AYNA
FERDI TAYFUR
AL BAYRAK
ORUCU BOZAN SEYLER
sarkılarım secmeler
TATLISE HAYRANLARI
gullu
aşk
SENI SEVMEK
TEK SEVGI
KIRLANGIC ASKI
AILE SIIRI
ASK NEDIR
ASK ANLATIM
korkunc kamera sakası
ask hıkayesı
abdul basit kuran dınle
kuran hafızları
BÖYLE BIR SES GORULMEMIS
SIIRLI SES
hatım
SITECI
MEAL KENDI YAZIM
ASIL UYELIK
sohbet odaları
YETIM KIZ
VEDA HUPBESI (S:A:S:)
TC KIMLIK SORUSTURMASI
ILAHI
SIFRE KIRMA
İMANA KEFİL
mırac kudusten sonra
insan hayatı
HADIM DUALARI DINLEYIN
ARABCA YAZILAR
oflu hoca dınleyın cok komık
CENNET CEHENNEM VARMIDIR
NAMAZ SURELERI EZBER YAP
KURANDA BAS ÖRTÜ VARMIDIR OKUYUN
HESABA CIKILMEK OKUYUN
SIRAT KÖPRÜSÜ
ISLAMA SUPRIZ SAYFA
KURAN YENI DINLEYIN
kamera sakalarım
msnde sıfre kırma cok kolay
ENTERNET ARAMA MOTORU
GÖRÜLEN RÜYLA
RUYA TABIRLERI
ıslamı kutuphane
dost11 mekanı
EN GUZEL VIDEOLAR
DOST11.RE AIT
BALIK TUTMA
fıkra ve şiir dünyasi
turk tlkom bılgı sayfası
şirlerimiz
kurban kesım duası
nasıl hacker olunur
işte gercek seyredın
SITECILER ISTE HIC BIR YERDE BULAMAYACAGINIZ HOTMAIL KOTLARI
sevgı nedir
bahar sarkıları
İŞTE ZİZE HARIKA HTMAİL KOTLARI
sıtenın maddı deyerı
bır gencın hıkayesı
KARA KOYUN HİKAYESİ
sıtesahıbını tanıyın
ayetel kursu
Haberler
-Web-Uzmanı _____________________________________________________________ Temel ve Kraliçe Elizabeth Temel Istanbul a gelmis, yürüyormus.Bu arada 5 dakikada bir top atislari duyul- maktaymis. Merak edip sormus. "Hemserim bu top atislari neyin nesi?" diye. Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis. Aradan yarim saatgeçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine sormus bir baskasina "Bu top atislari neden?" diye. Ayni cevabi alinca söylenmis: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!" _______________________________________________________________ Temel ve Sevgilileri Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir. Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar "Niye ögretmen de digerleri degil?" diye. Temel de ona döner: -Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha tekrarliyalim... __________________________________________________________________ Parasitçü Temel Temel Nato da havaci olarak askerligini yapiyormus. Komutan askerlere parasütle nasil atlanacagini ögretmis. - "Uçaktan atlayinca birinci ipi çekeceksiniz. Parasüt açilmaz ise ikinci ipi çekeceksiniz. Yine açilmadi, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz." Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker parasüt açilmaz, ikinci ipi çeker yine açilmaz. O sırada yere yavas yavas süzülen komutaninin yanindan geçerken sorar: - "Komutanim, komutanim.. O karinin adi neydi ?" _________________________________________________________________ Banka Soygunu Temel ile Dursun Amerika da yasarlarken paralari bitmis ve bir banka soymayi kafalarina koymuslar. Gece yarisi olmus, Dursun ve Temel kapilari açip içeride kasalari aramaya koyulmuslar. Temel bir kasa görmüş, açmislar ve içinden bir kase muhallebi çikmis. E bu kadar ugrastik bosa gitmesin demisler ve bunu Temel afiyetle yemis. Daha sonra bir kasa daha görmüsler ve onu da açmislar bir kase muhallebi daha. Bunu da Dursun yemis. Tabii ikisi de sasirmis koca bankada nasil para olmaz diye ve orayi terk etmisler. Ertesi gün gazetelerde manset : "Dünyanin en büyük Sperm Bankasi soyuldu!.. ________________________________________________________________ Pilot Temel Pilot Temel telsize var gücüyle bagiriyordu : - "Ula, sag motor bozuldu. Düseyrum, düseyrum. Meydey düseyrum. Kule düseyrum." Kule hemen cevapladi : - "Mesaj anlasildi. Yerinizi bildirin, yerinizi bildirin." Temel gayet ciddi : -"Pilot kabini, öndeki sol koltuk, pilot kabini, öndeki sol koltuk." __________________________________________________________________ Temel Usülü Intihar Dursun birgün ormanda gidiyormus. Temeli bir agaca belinden bagli sekilde bulmus. "Napiyosun Temel" demis Dursun; Temel de "Intihar ediyorum" demis. Dursun "Benim bildigim öyle intihar edilmez; o ipi beline diil boynuna bagliyacaksin" demis. Temel de: onu da denedim; az daha boguluyodum... ___________________________________________________________________ Görenler Ne Sanir? Halktan bir grup toplanmis, merak ettikleri bir soruyu Nasreddin Hoca ya sormuslar : - Hocam, helada sakiz çignemek haram midir? Hoca, biraz düsündükten sonra : - Kara kapli, bu konuda bir sey demez. Ama çignememek iyidir. - Neden? - E, agizda sakizla heladan çiktigini görenler b.k yedigini sanabilirler... _____________________________________________________________ Nerelere Kadar Nasreddin Hoca, kirda sesinin yettigince bagirarak ezan okuyor ve olanca hiziyla kosuyormus. Bu durumu gören birkaç kisi, Hoca ya birsey oldugunu düsünerek yanina yaklasip sormuslar : - Ne oldu sana, Hoca efendi? Bu ne istir? Hoca, kosmasini sürdürerek : - Sesimin nerelere kadar gittigini merak ettim de... demis. Onun için arkasindan kosuyorum... ___________________________________________________________________ Aydinlikta Nasreddin Hoca kapisinin önünde bir seyler araniyormus. Komsulari : - Hayrola Hoca efendi, demisler, birsey mi kayip ettin? - Mühürüm düstü de... - Nerede düsürdün? Söyle, biz de bakiverelim... - Içeride düsürdüm, avluda... - Avluda kayip olan sey sokakta aranir mi be Hoca? - Avlu karanlik. Burasi daha aydinlik da onun için burada ariyorum... ________________________________________________________________ Abluka Amerika`da yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Kadını doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış: - Hey Joe, önkapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım... _________________________________________________________________ Herkes Anlasin Diye Nasreddin Hoca esegini pazara götürüp satiliga çikartmis. Esek pek huysuzlanmis. Kuyrugunu elleyeni tepmis, disine bakani isirmis... Tellal : - Hoca, demis, bu huysuz esegi kimse almaz. Geri götür... Hoca altta kalmamis : - Zaten satmak için degil, bu esekten neler çektigimi herkes anlasin diye getirmistim pazara!.. Hatim Nasreddin Hoca ve karisi konusuyorlardi. Karisi : - Benim yüzüme bakarken besmele çekiyorsun. - Ne olmus yani? - Imam efendi, karisinin yüzüne bakarak yasin okuyormus. Hoca güldü : - Ben o kadini görsem, hatim bile indiririm!.. _____________________________________________________________________ Villa Köyden şehire yeni gelen dursun kalmak için kiralık ev aramaya cıkar ve bir emlakçıya gider.Emlakçı Dursun'u lüks bir vilaya getirir. "Ha pu villa hastaneye postaneye pastaneye yakındır tam sana göre"der. "Kirası nekadar" der Dursun. "2 milyar" der Adam. Dursun "ha pu villanın ahırı var mı"der. Adam "villada ahırın ne işi var" der. Dursun da "peki bu kirayı verecek öküz nerede yatacak" der _________________________________________________________________ Temelin duası Temelin ineği hastalanmış.. Hangi veterinere götürmüşse bir türlü iyileşmemiş. Temel biçare bir şekilde düşünürken ellerini açıp Allah'a yalvarmış.. -''Yarabbi sen ineğimi iyi et, iyi edersen 15 gün oruç tutarım... ". Bu hayvan iki günden fazla yasamaz diyen veterinerlere rağmen inek iyileşmiş.. Bizim temel 15 gün oruç tutmuş. 16.gün inek ölmüş. Temel ne yapacağını sasırmış. İnek ölü, havadan 15 gün de oruç tutulmuş..... Ellerini açmış : -"Yarabbi sen saniyorsun ki Temel aptaldur, hiç itiraz kabul etmem, ineğu kurbana sayar, tuttiğum oruçlari da Ramazan'dan düşerum. Hiç kusura pakmayasun...'' _________________________________________________________________ Dursuna mektup Babasının Dursun´a Mektubu Uy sevgili uşağum Dursun Allah´ın selamı üstine olsin... Mektubu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum, çabuk okuyamazsun ! Benden yana sual edersen, Allahuma pin şükür iyiyüm, yeni pir iş puldum. Emrimde yüze yakın adam var, hepsi de sessüz sedasuz, kendi hallerinde. Ne iş pulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum. Bacin Emine bir uşak doğuracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli değül. Haçan o yüzden sağa dayi mi oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum. Temel emicen de tükan açtı, o da otuza aldigini yirmipeşe verir, sürümden kazaniyormuş öyle dedi. Bizim köye findukçularin Temel´i muhtar sectuk, akillu usak da! Geçen gün hepimizi zelzeleye karşi aşi etturdu. Temel akilludur, hem de durusttur.. Geçenlerde bir taksinin şoforu köye varmış, muhtari arayu, meğer yolda pir tavuk ezmuş sahibini soraymuş. Muhtar Temel tavuğa pakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassu tavuk yoktur, demiş. Senin küçüğün Memet cok akilli bir uşak çıktı. Geçen gün tepeye varmiş, elinde bir ip sallayup duriy. Anan, "Uy uşağum ne edeysun orada ?" demiş. O da hava turumuna bakayrum demiş. Çektum oni akşam karşuma, anlat pakayum şu hava turumu işinu dedim. Anlatti, meğer ip sallanunca havanin rüzgarli olduğuni, ip islaninca da yağmur yağdiğuni anlaymiş. Çok akilli uşak vesselam. Sen o yaşta böyle akilli degildun! Yaa işte boyle usağum.. Memleçetten sağa pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazarum.. Baki Hudaya emanet ol. Baban Not: Mektupa para koyacaktum, ama geç aklima celdi, zarfi kapatmişum ! ______________________________________________________________________ Boğa güreşi Temel ispanya da boğa güreşlerini izlemeye gitmiş. Kalabalık bir seyirci topluluğu varmış.herkez matadorun hareketlerine hep bir ağızdan olley olley diye bağırıyormuş.yanındaki ispanyol merak etmiş.kardeşim niye bizimle beraber bağırmıyorsun da tek başına oley diye bağırıyorsun? Temel cevap vermiş uşağım ben boğayı destekliyorum demiş. ______________________________________________________________________ acma acma Bir gun temel otele gitmiş otelde kendine oda ayırttırmıs ve odaya cıkmıs oda cok sıcakmıs ve bıraz camı acmak ıstemıs camı tam acacakken asagıdan bırısı açma açma diye bagırıyormus temelde acmamaıs yarımsaat sonra tekrar acacakmıs yıne açma açma dıye ses duymus yıne acmamıs hep bole olmus sonra en sonda bıdaha acıcakmıs tam acarken asagıdan yıne açma açma seslerı duyunca temel kıllanmıs asagıya bı bakmıskı adam asagıda açma satıyomus __________________________________________________________________ Şakadan Anlamıyorsun Bir gün Temel balığa çıkar.İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar.Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar. Temel dua etmeye başlar.Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden. Hava bir zaman sonra düzelir.Temel evine dönmeye başlar.Bir tarafdanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla yarısını dağıtsam olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla, ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der. Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar.Tam o sırada hava tekrar bozulur.Temel kafasını gökyüzüne diker ve şöyle der: -Haçen sende şakadan heç anlamiyesun... ________________________________________________________________ Şaka Bir gün Temel balığa çıkar.İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar.Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar. Temel dua etmeye başlar.Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden. Hava bir zaman sonra düzelir.Temel evine dönmeye başlar.Bir tarafdanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla yarısını dağıtsam olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla, ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der. Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar.Tam o sırada hava tekrar bozulur.Temel kafasını gökyüzüne diker ve şöyle der: -Haçen sende şakadan heç anlamiyesun... _______________________________________________________________________ Yurt Dışı Temel evlenmiş, aradan yıllar geçmiş ama temelin karısı temel'e baştan beri sıcak davranmıyormuş temel karısından şüphelenmiş ve birgün karısına demiş ki; karıcım ben yurt dışına gidiyorum. karısıda tamam temel demiş.Temel sabah valizini almış ve dışarı çıkmış aradan on beş dakika geçmiş karısıda çıkmış.Temel geri içeri girip hemen tavan arasına geçmiş.Bir süre sonra karısı ile Dursun içeri girmiş ve hemen işe başlamışlar.Bunları gören Temel kendi kendine başlamış konuşmaya ''ah ula Dursun şimdi yurt dışında olmasaydım sana gösterirdim.'' ____________________________________________________________________ Üstüne Etme Temel, Almanya dan gelen arkadaşı Dursunu lokantaya götürür. garsona baa bir kuru fasulye, pilav, üstüne de et, der Dursun Baa da aynısından ama üstüne etme __________________________________________________________________ İnatçılık Şampiyonası Karadeniz sahilinde bir kahvede inatçilik sampiyonasi düzenlenmis. Üç müsabik ortaya çikmis, baslarindan çikan birer olayi anlatip, kahve sakinlerinden sampiyonu seçmesini istemisler. Birinci müsabik: "Bir aksam isten eve döndüm, kapiyi çaldim, hanim kim o dedi, kim olacak bu saatte, kapiyi baska kim çalar ki! Kizdim. Kapiyi ben çaldim, hanim israrla kim o dedi. Bu sabaha kadar böyle devam etti. Sabah oldu ise gittim." Ikinci müsabik: "Agriyan disimi çektirmek için disçiye gittim. Disçi hangi disin agriyor diye bana sordu. Madem koskocaman disçi, agriyan disimi o bulsun diye inat ettim. Disçi bütün dislerimi çekti. Sira agriyan disime gelince, yine agriyor demedim ve agzimdaki bu tek dis inadimdan kaldi." Üçüncü müsabik: "Evlendigim ilk gece hanim bana dokunma dedi. Ben de inadim tuttu. Aradan 17 yil geçti, hala dokunmadim." Bu arada jüri baskani "Ama senin üç tane kocaman çocugun var, nasil olur?" diye sorunca: "Inadimdan onlarin bile nasil oldugunu sormadim." ___________________________________________________________________ Yassı Tavuklar Karadeniz'i gezen bir adam yolda aniden önüne çıkan tavuğu ezmiş. Hayvanı ezdiği için üzüntü duymuş ve gidip sahibine en azından parasını vermek istemiş. Almış tavuğu ve hemen oradaki köye gitmiş. Elindeki tavukla kahveden içeri girmiş ve : - Afedersiniz; ben hemen köy dışında bu tavuğu ezdim. Sahibini arıyorum, en azından parasını vereyim diye. Acaba bu tavuğun sahibi kim ? Bunun üzerine hep beraber tavuğa bakan Lazlar : - Hemşerim sen yanlış geldin. Bizim köyde böyle yassı tavuk bulunmaz. -------------------------------------------------------------------- Yamyamlar bir gün temel ile dursun adada geziniyorlarmış. birden bire karşılarına yamyamlar çıkmış.dursunla temel ne yapacağını şaşımışlar bakmışlar ki karşında ağaç var hemen ağaça çıkmış dursun aşağıda temel kalmış. yamyamlar gelip temeli dövmüşler genebirgün temelle dursun gezinirkenyamyamlar çukmış ağaç görmüşler hızla konuş dusun ağaça çıkmış temel aşağıda kalmış gene temeli dövmüşler. ertesi gün gezenirken temelle dursun. temel düşünmüş taşınmış demişi bu sefer hızla konuş ağaça ben çıkacam demiş bu seferde temel ağaçta dursun aşağıda kalmış.yamyamlar demşlerki hep aşağıdakini dövüyoz birazda yukarıdakini dövelim demişler ------------------------------------------------------------------ Yağmurluk Temel alman fransız otele gitmişler bunlar son kattaymış otelde yangın çıkmış. Aşağıya inecek yer yokmuş alman dolabını açmış şemsiyesini açmış camdan atlamış aynı şeyi fransızda aynısını yapmış bunlar kurtulmuş altta temeli bekliyorlarmış gökten hızla üzerlerine bir şey geliyormuş yere hızla düşen temeli görünce alman ve franız temelin yanına gitmişler temele sormuşlar ne oldu demişler Temelde şemsiye bulamadım onun yerine yağmurluk buldum demiş. ---------------------------------------------------------------- Vites Temel birgün son model bir mercedes araba ile Trabzon'a gelmiş ve arkadaşları ile muhabbete başlamış; Konu arabalardan açılınca, Temel başlamış arabasını övmeye, Almanlar ne kadar zeki insanlar yahu, yaptıkları araba dört dörtlük. Şöyle iyi araba, böyle rahat araba, çok hızlı araba vs. neyse böyle konuşulurken iş iddiaya binmiş ve Temel 'Ben arabamla Trabzon'dan Samsuna 4 saatte giderim' demiş. Arkadaşları gidemezsin demişler. Temel hemen heyecanlanarak arabasına binmiş ve 'gideyimde görün uşaklar'demiş. Arkadaşları 'iyide biz senin oraya ne zaman vardığını nereden bileceğiz demişler.' Temel'de 'Samsun'a varınca telefon ederim.' demiş. Ordan hemen biri atılmış ve 'iyide Samsun'dan aradığını nereden bileceğiz. Sen git şu kişiyi bul ordan, o bizi arasın.' demiş. Temel adresi alarak yola çıkmış ve 3,5 saatte Samsun'a varmış, sözü edilen kişiyi bulmuş ve Trabzon'a telefon etmişler. Arkadaşları Temel'e 'oooo Temel iddiayı kazandın tamam hadi gel' demişler ve başlamışlar Temel'i beklemeye. Aradan 5 saat geçmiş Temel yok. gece olmuş Temel yok. Arkadaşları 'nerde kaldı bu yahu' diyerek evlerine gitmişler. Sabah erkenden herkes birbirine 'Temel geldimi? ' diye sormuş ama kimseden cevap yok. O gün de Temel efendi Trabzon'a teşrif etmemiş. Ertesi gün sabah yine yok, öğleden sonra çıkmış gelmiş!. Arkadaşları Temel'e hemen 'yahu Temel Samsun'a 3,5 saatte gittin 3 günde ancak döndün, ne oldu uşağım' demişler Temel de ' Sormayın be arkadaşlar bu Alman'lar ne gerizekalı bir millet' demiş. Arkadaşları ' Ne oldu Temel' demişler Temel ' Şu güzelim arabayı yapmışlar, 5 tane ileri vites koymuşlar ama 1 tane geri vitesi koymuşlar' demiş. ---------------------------------------------------------------------- Vergi Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.. Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır: -Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız... Derken Avrupalı söz alır ve: - Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız... Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya: -Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner... --------------------------------------------------------------------- Verdiniz Mi? temel araba sürerken kırmızı ışıkta geçmiş.tabii bunu gören polis Temeli durdurmuş. ehliyet ve ruhsat beyfendi. verdunuzda mi isteysunuz. ------------------------------------------------------------------ Vasiyet Aşırı derece de duyma özürlü olan Temel dede yi dükkana çağıran tezgahtar,dışardan hiç farkedilmeyen bir duyma cihazını kulağına yerleştirdi.Bir hafta sonra Temel dede,yeniden dükkandaydı. Tezgahtar, ''nasıl?''dedi,''Kulak cihazı iyi çalışıyor mu?'' -Harika! dedi Temel dedi... -Umarım ailenizde mutlu olmuştur,dedi satıcı... -Onların haberi bile yok,dediTemel dede,Bu aleti taktığımdan bu yana vasiyetimi iki kez değiştirdim ---------------------------------------------------------------- tuvalet bir gün temel istanbula gider.bir an tuvaleti gelir ve tuvalete gider.adam tuvalet paralıdır der.temelin parası olmadığı için düşünür ve bir bebek bulur bebeğin altından bezini çıkarıp kendisi tuveletini yapar.ertesi gün gazete manşetlerinde flaş flaş flaş 5 kilo bebek 10 kilo sıçtı diye yazar. ------------------------------------------------------------------ Lakab Temele ağası lakap olarak eşek lakabını takmış.Herkes eşek geldi eşek gitti diye konuşurlarmış.Dursun bunu duymuş ve git ağaya lakabını değiştirsin demiş.Temel gitmiş gelmiş.Dursun sormuş Temel sıpa lakabını taktı demiş. Dursun vay başıma gelenler sen büyür yine eşek olursun demiş. --------------------------------------------------------------------------------------En Pahalı Papağan Adamın biri, papağan almak ister. Gittiği dükkândaki papağanları sırayla inceler.1.kafeste rengarenk, pırıl pırıl tüyleri olan papağanı beğenir. Etiketinde 5.000 dolar yazılıdır. - Dükkan sahibine sorar. “Bu kuş niye bu kadar pahalı?” - Dükkan sahibi “Bu papağan tam 7 dil biliyor, onun için”. Adam başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür. Hem de 10.000 dolarlık. Yine sorar. Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuş da ondan. Adam bir bakar en köşede ki kafeste, tüyleri dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var. Ama o da ne tam 50.000 dolar. Peki der bu perişan haldeki kuşun nesi var. - Dükkan sahibi “ Vallahi birader, bu kuşun nesi var biz de bilmiyoruz. Ama öteki papağanlar sabahları buna günaydın üstat diyorlar.” ----- --------------------------------------------------------------------------------- Bir iyi,bir kötü Bir gün Tanrı Âdem’e gelir ve "Sana bir iyi bir de kötü haberim var" der. - Âdem "O zaman önce iyi haberleri ver" der. - Tanrı açıklamaya başlar, "Sana iki yeni organ vereceğim. Birinin adı Beyin. Yeni şeyler yaratmanı, problemleri çözmeni, Havva ile zeki ve zevkli sohbetler etmeni sağlayacak" der. Vereceğim ikinci organın adı ise henüz belli değil. Bu sana inanılmaz zevk verecek, üremeni sağlayarak dünyanın nüfusunu arttırmaya yarayacak, Havva'yı çok memnun edebileceksin, sana daha da âşık olacak" der. - Âdem çok heyecanlanır, "Bunlar harika hediyeler. Böyle güzel iki haberden sonra hangi haber kötü gelebilir ki?" diye sorar. -Tanrı Adem'e üzüntü içinde bakar ve "Bu iki organı asla aynı anda kullanamayacaksın!" der. ------------------------------------------------------------------------------- Akşehir'e Gelen Papazlar Bir gün üç papaz gelmiş Akşehir'e. Sohbet sırasında Nasrettin Hoca'ya sorular sormuş papazlar. Bir ara papazlardan biri: - Hoca Efendi,dünyanın tam orta yeri neresidir? Nasrettin Hoca eşeğinin ön ayağının bastığı yeri göstererek: - İşte tam burasıdır, papaz efendi, diye yanıtlamış adamı. Papaz gülmüş: - Nereden bildin hoca Efendi orası olduğunu?diye sormuş. Nasrettin Hoca'da gülmüş: - İnanmazsan ölç diye yanıtlamış papazı. ------------------------------------------------------------------------------------- Eşeği Çaldırmak Nasrettin hoca,eşeğini çaldırınca çırpınıp bağırmaya,çevresini aranmaya başlamış.Kendisini bu halde gören kadı sormuş ona: -Eşeği kime, nasıl çaldırdın? Nasrettin hoca,şöyle bir ters ters bakmış kadıya. Sonra da yanıtlamış onu : -Bu soruların cevabını bilseydim zaten aramazdım... ---------------------------------------------------------------------------------- İnşallah Nasrettin Hoca bir gün hanımına: “Hanım yarın yağmur yağarsa evde kalacağım, eğer yağmazsa ormana odun kesmeye gideceğim” demiş. Hanımı “İnşallah de bey belli olmaz” demiş. Hoca da kızarak “İnşallahı maşallahı mı var hanım yağarsa evde kalırım yağmazsa oduna giderim demiş.” Hanımın içine sinmemiş ama susmuş. Ertesi gün hava güzelmiş ve Nasrettin Hoca ormana gitmiş. O gün de oraya başka ülkeden gezmeye gelen bunun yanında haydutlukta yapan adamlar gelmiş. Nasrettin Hoca'yı almışlar bize rehber ol diye diyar diyar gezdirmişler. Eşeğini falan da almışlar. Birkaç hafta sonra Hoca yorgun argın, üst baş perişan evine gelmiş ve kapıyı çalmış. Hanımı “Kim o? diye sormuş. Hoca da: -İnşallah Nasrettin Hoca hanım... inşallah Nasrettin Hoca... ----------------------------------------------------------------------------------- Eski Eserlerin Bedeli Bir Amerikalı, Fransa da çok eski bir şatoyu ziyaret ediyordu.Bir demir kapı önünde hayran hayran duran milyoner seyyah: "Bu kapıyı mutlaka Amerika'ya götürmeliyim,dedi. Nedir bunun bedeli?" Bu sonradan görmüşün karşısında öfkelenen Fransız müze memuru şöyle cevap verdi: "İki bin sene." ---------------------------------------------------------------------------------------- Halı Vakti zamanında İstanbul'da bir şeyh varmış. Şeyh hazretleri günlerden bir gün müritlerinden birini yanına çağırmış: -Bak oğlum burada iki halı var. Bu halıları al Bağdat'ta bizim Şeyh Kasım'a ver. İstanbul nire Bağdat nire? Tren yok,otobüs yok,kamyon yok,fakir müridin altında at yok,eşek yok,cebinde de para yok. Düşmüş yayan yapalak yollara. Git ha git. Bağdat yolu bu biter mi? Üstte yok başta yok,aç bi ilaç Adana'ya kadar gelmiş. Orada pes etmiş. Sıcaktan bir kenara kıvrılıp başlamış düşünmeye.Yolu yarılamış ama bundan sonra ne olacak? Birden yüreğine bir şeytan girmiş. -Ulan şu halıların birini satsan ne olur? Bağdat'taki şeyh ne bilecek kendisine iki tane halı gönderildiğini? Bizim şeyhi ne zaman görecek? Halının birini satar,birini de kendisine veririm olur biter. O zamana kadar kim öle kim kala? Olur mu olur. Kaptığı gibi halıları koşmuş Adana çarşısına, üç aşağı beş yukarı pazarlık,satmış halının birini koymuş paraları cebine,bir güzel karnını doyurmuş,geceyi handa geçirmiş ertesi günde bir at alıp yola çıkmış. Bağdat'a varmış,Şeyh Kasım'ı sormuş,tekkeyi göstermişler,kapıyı çalıp huzura varmış,el etek öpüp halıyı uzatmış: -Ya şeyh hazretleri bu halıyı size İstanbul'dan şeyhim Abdulmuttalip hazretleri gönderdi. Şeyh Kasım halıyı almış yere sermiş,pek beğenmiş."Zahmet oldu demiş, Şeyhe bir teşekkür edeyim" Dönmüş yanındaki dolabın kapısının açmış seslenmiş: -Ya şeyh Abdulmuttalip,ya şeyh Abdulmuttalip. Mürit şaşkın şaşkın bakarken dolaptan ses gelmiş: -Buyur şeyh Kasım hazretleri. Aaaa İstanbul'daki şeyhin sesi. Şeyhim lütfedip bir halı göndermişsiniz, çok teşekkür ederim.Allah senden razı olsun ! Dolaptan ses gelmiş ben o kerataya iki tane halı vermiştim, sor bakalım öbürünü ne yapmış? Bunu duyar duymaz zavallı mürit ok gibi yerinden fırlamış,dolaba koşup bağırmış: -Ulan madem birbirinize bu kadar yakınsınız,konuşuyorsunuz da,beni ne diye buralara kadar yolladın? Biriniz uzatıp biriniz alsaydınız ya" ---------------------------------------------------------------------------------------- İtalya Gezisi Akbulut İtalya'ya davet edilmiş.İkili temaslar v.s den sonra da bu tarih, kültür, doğa zengini ülkeyi görmek istemiş.Türkiye'ye döndüğünde havaalanında sormuşlar: -"İtalya'yı nasıl buldunuz efendim?" Akbulut canı sıkkın bir halde iç geçirerek cevap vermiş: -"Hiçbir şeye benzemiyor kardeşim.Roma dedikleri harabelik mezbelelik bir yer.Venedik'i ise gezemedik,çünkü her yeri sular basmıştı. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------- Sadece Genç Kızılderili isim değişikliği için mahkemeye başvurur.Duruşma sırası gelir.Hakim,"İsmin ne "diye sorunca,Kızılderili mahcup bir ifadeyle başlar söylemeye: "Seher vakti vadileri çınlata çınlata uluyan siyah kuyruklu beyaz köpek." Hakim bu kez, "Peki ne olmasını istiyorsun" diye sorar ve şu yanıtı alır : "Sadece kuçu kuçu." ------------------------------------------------------------------------------------ Fotoğraf Mussolini savaş raporlarını renkten renge girerek okuyordu.Bir ara başını kaldırdığında gözü duvarda asılı duran portresine ilişti.Gözünü kırparak sordu: -"Bu gidişle halin ne olacak?" Duvarda asılı duran fotoğraf cevap verdi: -"Ne olacak beni indirip,seni asacaklar ------------------------------------------------------------------------------------- Öğünme Tanınmış bir doktor bir toplulukta öğünüyordu: -Hastalarım beni çok severler. Orada bulunan bir nüktedan tasdik etti: -Sevmekte söz mü,sizin için hayatlarını feda edenler bile olmuştur ------------------------------------------------------------------------------------- Rekor Üzerine Ünlü bir atlet,hasta olmuş yatıyordu.Doktor bir aralık koltuğunun altındaki termometreyi çıkartıp okudu ve karısına dönerek:" Merak edilecek bir şey yok" dedi. Bu esnada hasta atlet gözlerini aralayıp sordu: -"Ateşim kaç doktor bey?" Atlet merakla tekrar sordu: -"Dünya rekoru kaçtı ------------------------------------------------------------------------------------------------------------ Sürpriz Bir adam tanınmış yazarlardan birinin çalıştığı gazeteye gider,kendisine kitaplarından birini uzatır: -"Üstad lütfen şunu imzalar mısınız? Karım eserlerinize bayılır.Bugün onun doğum günüdür.Ona hediye edeceğim." Bu sözlerden duygulanan yazar hemen kitabı imzalar ve: -"Karınıza sürpriz mi yapacaksınız" diye sorar. Adam gülümser: -"Evet efendim.Bu gerçek bir sürpriz olacaktır ona.Çünkü o bir kürk manto bekliyordu ----------------------------------------------------------------------------------------- Tanır mısın? Haccacı Zalim,Abdullah Bin Ziyad'ı şehit ettikten sonra Medine'ye gelmiş.Bu vakıa için herkesin ne söylediğini anlamak üzere kılık değiştirmiş ve halk arasında dolaşmaya başlamış.Bir gün ihtiyar bir bedeviye rastlayıp sormuş? -Ya şeyh Medine'de ne var ne yok? -Sorma halimiz pek yaman. -Ne oldu? -Ne olacak Abdullah Bin Ziyad'ı şehit ettiler. -Kim etti? -Haccac denilen o zalim o Allah'ın belası etti. -Sen Haccacı görsen tanır mısın? -Hayır. -İşte Haccac benim. -Peki sen beni tanır mısın? -Hayır. -Ben de,Beni Amir kabilesinden bir divaneyim ki; ne söylediğimi ne yaptığımı bilmez,işte böyle saçmalar gezerim. ------------------------------------------------------------------------------------------ Üç Dost Baki'ye göre üç çeşit dost vardır: -"Dost vardır;gıda gibidir. Her zaman ararsın." -"Dost vardır;ilaç gibidir.Gerektiğinde ararsın." -"Dost vardır;hastalık gibidir.O seni arar." --------------------------------------------------------------------------------------------- Üç Hata Solcu delikanlı fikrini değiştirerek papaz olmaya karar verdi ve oldu. İlk vaazını vermeden önce, heyecanını yatıştırmak için bir kaç kadeh konyak yuvarladı.Kürsüye çıktı ve konuşmasını bitirince baş rahibin fikrini sordu : "Mükemmeldi " dedi baş rahip. "Yalnız üç ufak kusurun vardı." Kusurlarını sordu genç papaz. "Bir kez dinimizde "kardeşlerim"denir,"yoldaşlar"denmez.İkincisi, olay Filistin'de geçer,Vietnam 'da değil.Üçüncüsü İsa çarmıha gerilmiş,kurşuna dizilmemişti." ------------------------------------------------------------------------------------------- Ya Kazıklasalardı Tesadüfen bir kiliseye giren bir Çinli,durmadan istavroz çıkaran Hıristiyanları gördükten sonra çok merak etti ve çıkarken bir papaza yaklaşarak bu işaretin manasını sordu. Papaz Hazreti İsa'nın çarmıha gerilerek öldüğünden bu olayı anmak için o işaretin yapıldığını söyleyince Çinli dayanamadı: -Doğrusu çok talihli adamlarmışsınız,dedi. -Anlamadım. -Düşünsenize ya İsa'yı çarmıha gerecek yerde,kazığa oturtsalardı --------------------------------------------------------------------------------------------- Yalan Söyleyin Meşhur Amerika mizahçısı Mark Twain bayanın birini sofraya doğru götürüyormuş.O gün fevkalade neşeli olan Mark Twain ,kadına: -"Ne kadar güzelsiniz", demiş. Bayan: -" Maalesef aynı komplimanla size karşılık veremeyeceğim",deyince Mark Twain gülerek şunu demiş: -"O halde sayın bayan sizde benim yaptığımı yapın.Yalan söyleyin ------------------------------------------------------------------------------------------- Yardımsever Bir yardımseverler balosunda Bernard Shaw oldukça yaşlı görünen fakat genç görünmek isteyen bir kadını dansa davet etmişti.Shaw'ın bu davetinden memnun olan kadın ona bir kompliman arzusu ile: -Benim gibi değersiz bir kadınla dans ediyorsunuz.Ne kadar sevimlisiniz,demiş. Shaw gayet sakin bir tavırla cevap vermiş. -Yardım severler balosundayız. ---------------------------------------------------------------------------------------- Yalan Tımarhanede doktor, hastaları muayene ederken, kendisinin başbakan olduğunu iddia eden bir hastaya rastlar. Bunun üzerine yanındakine sorar : -Bu arkadaşın, başbakan olduğunu söylüyor. Sen ne dersin ? Hasta, tereddütsüz cevap verir : -Yalan söylüyor; çünkü ben, öyle bir başbakan tayin etmedim ---------------------------------------------------------------------------------------- Cidirem Erzurum'un kavşaklarına trafik ışıklarının takıldığı günler... Trafik polisleri halkı eğitir; kırmızıda durmalarını, yeşilde geçmelerini söyler. Kalabalık bir kavşakta birikenler yeşilin yanmasını beklerken, yaşlı bir kadın kırmızıda karşıdan karşıya geçmeye başlayınca trafik polisi bağırır : -Nereye hanım, nereye gidiyorsun ? Kadın kızar ve polise döner : -İşşş, sene ne ? Eltimcile cidirem ------------------------------------------------------------------------------------------------- Papağanın cevabı Satıcı, papağanın özelliklerini saymakla bitiremiyordu. - Bu papağanın ayağındaki kırmızı ipi çekersen İngilizce, mavisini çekersen Almanca konuşur. Müşterilerden biri sordu : - Ya ikisini birden çekersek ? Papağan, adamın sözünü keserek atıldı : - Aptal, o zaman da düşerim... ------------------------------------------------------------------------------------------- Mafya Babası Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikci buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikci yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu... Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. tercüman işaretle sordu: - Para nerde? Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: - Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum. Tercüman tercüme etti: - Neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş. Baba 38'lik tabancayı koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı: - Simdi sor bakalım, para nerede. Tercüman işaretle sordu: - Para nerede? Sağır-dilsiz kan ter içinde işaretle yanıt verdi: - Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda yüz bin dolar var. - Ne dedi? dedi Baba. Tercüman yanıtladı: - Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz sıkarmış. --------------------------------------------------------------------------------------------- Mahkeme Salonu Bir mahkeme salonu düsünün...Bir davada taniklik etmesi için kürsüye yasli bir teyzeyi çagirirlar.. Kadin yerine oturur ve davalinin avukati kadina yaklasir... - Bayan Jones.. Beni taniyor musunuz? Yasli teyze cevap verir: - Ah evet Bay Williams sizi çocuklugunuzdan beri taniyorum..siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir bas belasiydiniz..sürekli yalan söylüyorsunuz, karinizi komsunuzla aldatiyorsunuz, en yakinim dediginiz insanlarin arkasindan konusuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsiniz... Davalinin avukati basta olmak üzere bütün salon soke olur.. Adam ne yapacagini bilemez bir halde kadina tekrar sorar: - Peki Bayan Williams,ya karsi tarafin avukatini taniyor musunuz? Kadin yine cevaplar: - Elbette taniyorum.. çocuklugunda ona dadilik yapmistim.. Tembel,ödlek ve alkolik adamin tekidir..etrafinda bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altina kaçirdigini söylüyor.. Yine herkes sokta.. bütün salonu bir ugultu kaplar.. Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafin avukatini da kürsüye cagirir..Ve ikisine de egilmelerini söylerek kulaklarina sunu fisildar... - Eger bu kadina beni taniyip tanimadigini sorarsaniz ikinizi de harcarim. --------------------------------------------------------------------------------------------- Hızlı İnek Adamın biri otomobiliyle şehirler arası yolda gidiyormuş yol kenarında bir köylünün otostop yaptığını görmüş, yanında bir inek olan köylü geçen araçlara durmaları için el ediyormuş. Durumu merak eden adam köylünün yanında durmuş; -Hayırdır hemşerim,ne tarafa gideceksin? -ilerdeki kasabaya kadar beyim, -iyi ama bu inek ne olacak? -o önemli değil beyim arka tampona bağlarız o gelir. Bu duruma pek aklı yatmayan adam köylünün durumuna acıyarak onu arabaya almış. İneği ise köylünün dediği gibi arka tampona bağlamışlar. Araba yavaş yavaş ilerlemiş. Adamın hızlanmaya çekindiğini anlayan köylü; -Sen yürü beyim o gelir. demiş Bunun üzerine adam hızlanmaya başlamış. 20,30,40 bakmış inek gerçekten geliyor. Adam şaşırmış, 50, 60, 70 bakmış hala geliyor ve inekde hiçbir yorgunluk belirtisi yok. Artık şaşkınlığı iyice artmış ve sinirlenmeye de başlamış. Öyleya sonuçta bir inek ne kadar hızlı koşabilirki. Derken adam iyice hızlanmış. Kilometre 120 yi gösteriyor. Dikiz aynasından ineğe bir bakmış ve gülümseyerek köylüye dönüp; -Senin inek yoruldu herhalde baksana dili dışarda. -Ne tarafa çıkarmış dilini. Buna dikkat etmeyen adam tekrar bakar ve sol tarafa der. Bunun üzerine köylü kendinden emin bir tavırla; -O yorgunluktan değil, seni sollayacak da sinyal veriyor... ------------------------------------------------------------------------------------------- akıllı deve adamın biri deve kirilamacıya gitmiş çölde uzun bir yol gidecekmiş.adama bu deve ne deyince gider ne deyince durur diye sorar,adam oh deyince gider,amin deyince durur der.adam yola koyulur.deveye iki kez oh oh derve deve koşmaya beşlar.bir uçurum kenarına geldiğinde ne söyleceğini unutur ve fatiha okumuya başlar duanın sonunda amin deyince deve durur .adam gönül rahatlığıyla oh be der gerisini hatırlamaz -------------------------------------------------------------------------------------- cik cik Bir papağanla muhabbet kuşunu aynı kafese koyup izlemeye başlamışlar.Üç gün sonra artık merak edip papağanı kafesten çıkarmış ve sormuşlar.''Papağan kardeş üç gündür muhabbet kuşuyla aynı kafeste vakit geçirdin.Nasıl geçti günleriniz?''Papağan anlatmaya başlamış''Ya sormayın üç gün boyunca başımı şişirdi'' cik cik cik''diye bende dayanamadım CİKTİM demiş.
DOST11



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol